5 Eylül 2009 Cumartesi

Berlin Gökyüzünde Arzunun Kanatları

İngilizceye “Arzunun Kanatları” olarak çevrilen filmin asıl adı, “Der Himmel Über Berlin”, yani “Berlin Üzerinde Gökyüzü”… Bu filmi bugün izledim ve hemen oturdum yazdım.

Benim gibi meleklere ve sinemaya tutkun biri için bu filmi izlemeden geçen her dakika bir kayıp sayılır. Bu ne görkem! Bu ne tutku!

Melek gözü kamera…

İlk yazımdan ağzım yandı. Bu kez filmi anlatmayacağım! Yine bir meleğin aşka düşüşü ve kanatlarını aşkın kanatlarıyla değişmesinin hikayesi … deyip geçeyim.

Ve ah! Filmin müziği… Meleklere yakışan bir müzik. Meleklerin binlerce insanın iç sesini aynı anda duyması ve anlaması filme müziğini vermiş… Bir bilinçaltı senfonisi… zihnin katedralinde yankılanıyor… Arzunun şarkısını söylüyor insanlık…

“Nick Cave and the Bad Seeds” ve “Crime and the City Solutions”un konser kayıtları melankoliyi gerçek bir karaktere dönüştürüyor. En çok da Nick Cave’in iç sesiyle, “hayır hayır bu şarkıyı söylemeyeceğim..” derken, “From her to eternity”ye girmesine vuruldum. “The Carny”, bu muhteşem sirk müziği ise sanki bu film için bestelenmiş gibiydi.

Film siyah-beyaz ve renkli geçişlerle özel bir dil yakalamış. Meleklerin gözünden dünyayı siyah-beyaz görüyoruz. Sanki onların bize ve çevremizdeki her şeye bakışları daha adil, daha ayrımsız, daha tarafsız… Ve daha şiirsel… Melekler düşünce bizim renkli evrenimizi paylaşıyor bizimle… ve tat duygusunu… ve acıyı … ve soğuğu…

Solveig Dommartin’in ustalıkla canlandırdığı Marion karakteri, numarasını küçük kanatlarıyla yapan bir trapezci. Trapezinin üzerinde uçarken meleklere yaklaşıyor ve tüyleri bir meleğin yüzüne dokunduğunda… Ah aşk!

Şiir, gerek iç seslerle gerekse yaşlı şair Homer’in içinden akarak filme tonunu ve ritmini veriyor. Kamera şiir ritminde hareket ediyor…

Bu filmi defalarca izlemek istiyorum. Sinemanın nelere kadir olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum.

Bence gerek “Melekler Şehri” gerekse “Angel-A” bu filme çok şey borçlu. Hatta “Melekler Şehri”ne bu filmin bir yeniden-çevrimi diyebiliriz.

Wim Wenders gibi bir yönetmen, Peter Handke gibi bir yazar ve Bruno Ganz, Peter Falk gibi isimlere rağmen filmin yeterince tanınmamış olmasını, ABD sinemasının Avrupa bağımsız yapımlarına baskın çıkmasıyla açıklayabiliriz belki.

Arzunun Kanatları, sinemada bağımsızlığın, özgürlüğün ve farklı bir bakışın ne kadar önemli olduğunun bir kanıtı.

İzleyin, şiiri seyredin…






Der Himmel Über Berlin / Wings of Desire (1987)


Yönetmen: Wim Wenders

Yazar: Peter Handke

Senaryo: Richard Reitinger

Müzik: Jurgen Knieper

Oyuncular:

Bruno Ganz - Damiel

Solveig Dommartin - Marion

Otto Sander - Cassiel

Curt Bois - Homer, yaşlı şair

Peter Falk - Fim yıldızı

Bruno Rozas - Sirk Palyaçosu

Nick Cave - Kendisi

Thomas Wylder (Nick Cave and the Bad Seeds) - Kendisi

Blixa Bargeld (Nick Cave and the Bad Seeds) - Kendisi

Roland Wolf (Nick Cave and the Bad Seeds) - Kendisi

Kid Congo Powers (Nick Cave and the Bad Seeds) - Kendisi

Rowland S. Howard (Crime and the City Solution) - Kendisi

Simon Bonney (Crime and the City Solution) - Kendisi

Mick Harvey (Crime and the City Solution) - Kendisi

Harry Howard (Crime and the City Solution) - Kendisi

1 yorum: